25 Eylül 2011 Pazar

2. Bölüm


Zerda dizisinin jeneriğindeki bu sözleri, Aksakallı Dede'mizi oynayan Köksal Engür seslendirmiş. Orjinal versiyonunu bulamadık jeneriğin. Geçen Zaytung'dan yakalandıklarını okuduğumuz, "rock parçalarına; uyuşturucu iğne, üzgün kız, banyoda bilek kesen adam, gözden akan kan damlası gibi fotograflarla slayt hazırlayıp internetteki video sitelerine yükleyen çete"nin bir diğer kolunun hazırladığı videoyu koyduk buraya. "Kavuşursan meşk olur, kavuşamazsan aşk olur." halk arasında yaygın bir sözdür. Duymadıysanız bilin yani yaygın olduğunu. Azcık halkın arasına karışın hem! 


İskender Metin'e "Hani verdiğin sözler/hani ellerin..." diyordu. Metin'in ellerini dizide gördük. Şarkıyı da Zeki Müren'den dinleyelim. Bu vesileyle kendisini 15. ölüm yıldönümünde rahmetle anmış olalım.





Ushan Çakır'ın Ezgi Asaroğlu'nu dövdüğü şeklinde bir haberi az önce okumuş olmaktan duyduğum üzüntüyle bu metni yazıyorum zaten. Şimdi de ikisi arasında geçen bir sahne geldi daha da buruldum. İnşallah haber ya külliyen yalandır ya da bize yansıdığında çook daha hafiftir. Çok koydu dizinin ve Ushan Çakır'ın ve Arda'nın ve Leyla'nın ve Ezgi Asaroğlu'nun sevenleri olarak.

Sahnemize gelelim. Ekşisözlük'te de epey popüler olmuş bir cümleydi, "Ne diyem, mesela Mahmut mu diyem?". Hem Çiçek Abbas'daki orjinalini hem de dizideki versiyonu izleyelim:




Arkadaş sanki ayarlanmış gibi, bu ne yav! Az önce Arda-Leyla sahnesi, şimdi de dayaklı sahne! Yavuz'u bir kere şiir gibi dövdüler:

                                                         Yavuz'u bir kere dövdüler(tıklayınız)
                           
Bir de Attila İlhan'dan dinleyelim dayağı:

                                        


Nezarethane sahnelerinin başlangıcındaki Mapushane şarkısını Ferdi Tayfur'dan da dinleyelim dedik. Ardından gelen, "Suçsuzsan 10 yıl yatarsın." minvalindeki cümlelerle Bayrampaşa Ben Fazla Kalmayacağım filmine, "Beni yalnızlıktan içeri aldılar." ayaklarında da Ezel'in Ramiz Dayı'sına gönderme var diye söylentiler var. Son olarak da "I see dead people!" diyen ilk türk çocuğumuzu da iftiharla sahneye davet ediyoruz.















  Bu bölümden gözümüze takılan göndermeler de böyle. Kavgasız, gürültüsüz, barış içinde geçen günler ve bölümler dileklerimizle... Her nerede yaşatılıyorsa, hiç orada öldürülüyordur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder